Sarıyer Gezilecek Yerler

• Sarıyer

Sarıyer, antik çağlardan itibaren yerleşim yeri olarak varlığını sürdürmüş ve zaman içinde gelişip günümüze kadar ulaşmıştır.

Antik çağ ve Bizans dönemlerindeki eski isimleri arasında "Simas" veya "Saron" bulunmaktadır.

Simas, farklı kaynaklarda "Kutsal Ana" - "Kutlu Güzel Akarsu" veya "Kutlu Güzel Su" anlamına gelirken, "Skletrinas" veya "Saron" olarak da bilinmiştir.

Bizans döneminde ise bu isimlere ek olarak "Limas" olarak da adlandırılmıştır.

Osmanlı döneminde genellikle "Simas" adı kullanılmış, ancak zamanla çevredeki maden yataklarından dolayı Altın ve Bakır madeni çıkarıldığına dair rivayetlerle birlikte "Sarı yar" olarak anılmış ve sonrasında "Sarıyer" adını almış olabilir.

Antik çağlardan ve Bizans döneminden miras kalan Sarıyer, boş araziler ve tepelerle çevrili, kıyı şeridine doğru uzanan 10 hanelik küçük bir köy olarak bilinirdi.

Köy, eski limanı ve Bizans dönemine ait kilisesi ile birlikte balıkçılıkla geçimini sağlıyordu.

17. yüzyılda, Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde Sarıyer için şu ifadeler yer almaktadır: "Sarıyer, bin kadar bağ ve bahçeli mamur haneli, Müslümanların iki mahallede, Hıristiyanların ise yedi mahallede yaşadığı bir semt’’ olarak not edilmiştir.

Osmanlı dönemi'nde İstanbul'un fethinden sonra, Sarıyer'e yerleşen Anadolu ve çevre bölgelerden gelen göçmenler, köylerin ve semtin genel gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.

Sarıyer, zaman içinde ekonomik ve kültürel açıdan zenginleşmiş, çeşitli mahalleler ve bölgeler oluşmuştur.

Sarıyer'in tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli dönemlerinde de etkilenmiştir.

Bu dönemde, bölge ekonomisi genellikle tarım, balıkçılık ve ticaret üzerine kurulmuştur.

Özellikle balıkçılık, Sarıyer'in denizle olan bağlantısı nedeniyle önemli bir geçim kaynağı olmuştur.

Yüzyılın ortalarına doğru, Sarıyer'de tarım ve balıkçılığın yanı sıra sanayileşme de başlamıştır.

Yeni yollar ve ulaşım imkanlarının gelişmesiyle birlikte, Sarıyer kırsal bir bölge olmanın ötesine geçerek kentsel bir dokuya doğru evrimleşmiştir.

Sarıyer, İstanbul'un önemli bir semti haline gelmiş ve nüfusu artmıştır.

Modern altyapı ve hizmetlerin geliştirilmesi, bölgenin yaşam kalitesini artırmış ve çeşitli sektörlerde ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesine katkıda bulunmuştur.

Günümüzde Sarıyer, tarihinden gelen zengin kültürel mirası, doğal güzellikleri ve gelişmiş altyapısıyla dikkat çeken bir bölgedir.

İstanbul'un önemli semtlerinden biri olarak, tarih ve modernlik arasında güzel bir denge sunmaktadır.

Sarıyer’de Gezilecek Yerler

• Belgrad Ormanı

Belgrad Ormanı, Bizans ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanan doğal su kaynakları ile İstanbul'un içme suyu ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamaktadır.

Osmanlı döneminde, orman sınırları içine dağılmış şekilde 6 adet bent kurulmuştur.

Orman sınırları içinde farklı noktalara yayılan bu bentler, bölgeye özgü tarihi ve mühendislik özelliklere sahiptir.

Belgrad Ormanı, 1956 yılında halkın kullanımına açılarak mesire alanı, piknik alanı, spor etkinlikleri ve doğa yürüyüşleri için bir mekân haline getirilmiştir.

Günümüzde Belgrad Ormanı, İstanbul'un en ünlü piknik, doğa yürüyüşü ve bisiklet parkurlarından birine ev sahipliği yapmaktadır.

Sarıyer'de bulunan bu rekreasyonel alan, ziyaretçilere doğanın tadını çıkarma, spor yapma ve dinlenme imkanı sunmaktadır.

Ormanın tarihi ve doğal zenginlikleriyle birleşen bu alan, İstanbul'un yoğun şehir yaşamından kaçış için ideal bir destinasyon olarak bilinir.

• Garipçe

Garipçe'nin tarihi, Bizans ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanmaktadır.

Köyün eski adı, Osmanlıca'da "yakın" anlamına gelen "karîb" kelimesinden türetilmiştir.

2012 yılında, Garipçe resmi olarak bir mahalle olarak tescil edilmiştir.

Garipçe, mitolojik bir geçmişe sahiptir ve antik çağlarda yüksek ve kayalık bir bölge olması, kartalların ve akbabaların yaşaması nedeniyle "Gyropolis" yani "Akbabalar Şehri" olarak bilinir.

Homeros, Trakya Kralı Phineus'un sarayının bu köyde olduğu için ünlü olan Garipçe köyünün adının "Kharybdis" olduğunu yazmıştır.

Garipçe, küçük bir koy ve vadi içerisine kurulmuş olan şirin bir mahalledir.

Özellikle hafta sonları, kahvaltı yapmak ve gezmek isteyenler için ideal bir ortam sunar.

Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve sakin atmosferiyle Garipçe, ziyaretçilere huzurlu bir kaçış imkanı sağlar.

• Garipçe Kalesi

Sultan III. Mustafa tarafından 1757 - 1774 tarihleri arasında inşa edilen bu kale, İstanbul'un Avrupa yakasında, Karadeniz girişinde yer alan Antik Çağ'da ‘’Lykion Limen’’ olarak bilinen koyda konumlanmıştır.

Bu stratejik noktada, ‘’Likyalıların Limanı’’ olarak adlandırılan bu koyda, kayalıklar üzerine kale inşa edilmiş ve gözlem kulesi eklenerek güçlendirilmiştir.

Kulenin yapımı, Fransız Askeri Danışmanı François Baron de Tott'un 1778 yılındaki emriyle gerçekleştirilmiştir.

Kale, yığma taş ve tuğladan oluşmakta olup, sur boyunca yer alan küçük gözetleme pencereleriyle dikkat çekmektedir.

Bu detaylar, kaleyi sadece savunma amaçlı değil, aynı zamanda gözlem ve stratejik bilgi toplama amacıyla kullanılan bir yapı haline getirmiştir.

Sultan III. Mustafa'nın emriyle başlanan ve bitirilen kale, Baron de Tott'un gözetleme kulesi eklemesi ile tamamlanmış ve böylece bu tarihi kale, İstanbul'un tarihinde önemli bir savunma ve stratejik noktası olarak varlığını sürdürmüştür.

• Rumeli Hisarı

Rumeli Hisarı, 15. yüzyılın başlarında, 1452-1453 yılları arasında II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) ’in emri ile inşa edildi.

İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'e yakın kısmında, Anadolu Hisarı'nın tam karşısında yer alır.

Rumeli Hisarı, İstanbul Boğazı'nı kontrol etme ve şehri kuşatma stratejisinin bir parçası olarak inşa edildi.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u Bizans İmparatorluğu'ndan almak için birçok stratejik hamle yapmıştı ve Rumeli Hisarı, Karadeniz'den gelebilecek yardım ve ikmal yollarını kesmek amacıyla inşa edildi.

Rumeli Hisarı'nın inşası, 1452 yılında başladı ve sadece dört ay gibi kısa bir sürede tamamlandı.

Bu hızlı inşaat, Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü mühendislik ve inşaat yeteneklerini göstermektedir.

Rumeli Hisarı, tipik Osmanlı kalesi mimarisini yansıtır.

Dikdörtgen planlıdır ve dört köşesinde yuvarlak burçlar bulunur.

Aynı zamanda dönemin savunma tekniklerine uygun olarak kale duvarları oldukça kalındır.

İç avlusu, yapıların etrafında yer alır ve bu alanda bir camii, hamam ve depo binaları gibi yapılar bulunur.

Rumeli Hisarı'nın inşası, İstanbul'un 1453 yılında fethedilmesine katkı sağladı.

Kale, İstanbul Boğazı'nı kontrol altında tutarak şehre destek ve ikmal yollarının kapanmasını sağladı.

Rumeli Hisarı, günümüzde bir müze ve açık hava etkinliklerinin düzenlendiği bir mekan olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca İstanbul'un güzel manzarasını gözlemlemek için popüler bir yerdir.

• Kilyos

_{İstanbul Boğazı ve Karadeniz’e kıyısı olan Sarıyer.}

Karadeniz ve İstanbul'un birleştiği yer Kilyos.

Geniş kumsalları ve temiz denizi ile özellikle yaz aylarında İstanbullular tarafından tercih edilen bir tatil bölgesi, yaz sezonunda deniz kumsal ve güneş birleştiğinde tatilcilerin aklına gelen ilk mekan Kilyos.

Kilyos’un sahilinde özel ve halka acık birçok plajı vardır.

Bir kaç tane tıka basa dolu plaj tüyosu verelimmi 💕🤩

Tırmata Plajı: Kilyos'un ünlü plajı olan Tırmata Plaj Beach, 30 yıla yakın deneyimi ile yaz sezonunda ziyaretçilere huzur, eğlence ve su sporu aktiviteleri sunmanın yanı sıra birçok sürprizle de karşılar.

True Blue Beach: Temiz kumsalı ve güzel manzarasıyla ziyaretçilere dinlenme ve eğlence imkanı sunan True Blue Beach, doğal güzellikleriyle öne çıkar.

Dalia Beach: Sakin ve huzurlu bir atmosfere sahip olan Dalia Beach, ağaçların gölgesinde dinlenmek isteyenler için uygun bir tercihtir.

Burc Beach: Bar, restoran ve su sporları gibi çeşitli aktiviteler sunan Burc Beach, ziyaretçilere keyifli bir gün geçirme imkanı sağlar.

Solar Beach: Plaj partileri, konserler ve etkinlikleriyle tanınan Solar Beach, aynı zamanda muhteşem bir deniz manzarasına sahiptir.

Kilyos'taki plajlar genellikle yaz aylarında yoğun olabilir.

Güneşlenmek, yüzmek, su sporları yapmak veya sadece sahilin keyfini çıkarmak isteyenler için idealdir.

Ancak, her plajın kendi kuralları ve giriş ücretleri olabilir, bu nedenle ziyaret etmeden önce detaylı bilgi almanız önemlidir.

• Emirgan Korusu

Emirgan Korusu, İstanbul'un Sarıyer ilçesinde bulunan tarihi bir koru ve park alanıdır.

Bu yeşil alanın tarihi oldukça eski olup çeşitli dönemlerde gelişmiştir.

Emirgan Korusu'nun tarihçesi hakkında bazı bilgiler

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi, Emirgan Korusu'nun tarihi Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanır.

Koru, 17. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı padişahları ve zengin aileler tarafından yazlık dinlenme yeri olarak kullanılmak üzere düzenlenmiştir.

Sultan III. Selim Dönemi, Emirgan Korusu'nun genişlemesi ve düzenlenmesi, III. Selim döneminde başlamıştır.

Sultan III. Selim, koruyu genişletmiş ve birçok ağaç ve bitki türünün ekilmesini sağlamıştır.

Saray Bahçesi ve Kazlar, Emirgan Korusu, tarih boyunca çeşitli dönemlerde sarayın bahçelerine ve av sahalarına ev sahipliği yapmıştır.

Ayrıca, koruda bulunan göletlerde ördekler ve kazlar gibi kuşlar da bulunurdu.

Kamuya Açılma, Emirgan Korusu, 1911 yılında halka açılmıştır.

Artık İstanbul sakinleri için popüler bir dinlenme ve piknik yeri haline gelmiştir.

İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi, Emirgan Korusu içinde İstanbul Üniversitesi'ne ait bir botanik bahçe de bulunmaktadır.

Bu bahçe, çeşitli bitki türlerini barındırır ve botanik araştırmalar için kullanılır.

Emirgan Korusu, yeşil alanları, tarihi köşkleri ve güzel manzaralarıyla ünlüdür.

Özellikle Lale festivali sırasında rengarenk lalelerle süslenir ve ziyaretçileri çeker.

İstanbul'un tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek isteyenler için güzel bir mekandır.

• Rumeli Feneri

İstabul Boğazı'nın kuzey girişinde yer alan tarihi bir deniz feneridir.

İstanbul Boğazı'nın güvenli seyrini sağlamak amacıyla inşa edilmiş olan bu fener, aynı zamanda denizcilik tarihinde önemli bir rol oynamıştır.

Rumeli Feneri hakkında bilgiler

Rumeli Feneri diğer ismi ile Türkeli Feneri Sarıyer'in Rumeli Feneri köyünde bulunuyor.

Rumeli Feneri'nin inşası 1856 yılında gerçekleşmiştir.

Fener, Osmanlı döneminde Fransız mühendisler tarafından yapılmıştır.

İnşa malzemesi olarak çevresindeki Yoros Kalesi'nin kalıntılarından elde edilen taşlar kullanılmıştır.

Fener, Boğaziçi'nin zorlu deniz şartlarında seyreden gemilere rehberlik etmek amacıyla kullanılmıştır.

Karadeniz'e açılan Boğaziçi'nin kuzey girişini gözetleyerek deniz trafiğine ışık sağlamıştır.

Rumeli Feneri, klasik bir deniz feneri mimarisine sahiptir.

Yaklaşık 60 metre yükseklik ve 30 metre uzunluğundaki kule renkli balıkçı barınakları, kayık ve sandalları ile eşsiz bir manzara sunuyor.

Fenerin çevresi, tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlüdür.

Rumeli Feneri, tarihi ve stratejik önemi nedeniyle hem yerel halk hem de turistler için popüler bir turistik noktadır.

Ziyaretçilere Boğaziçi'nin güzel manzaralarını sunar.

Tarih ve doğa severler için çekici bir bölgedir.

Rumeli Feneri, İstanbul'un denizcilik mirasının önemli bir parçası olarak kabul edilir ve şehrin tarihi zenginliklerinden biridir.

Sarıyer’den istediğiniz konumlara, İstanbul Havalimanı (IST) ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) ’a rahatlıkla zamanında ulaşabilirsiniz.

Ulaşım Seçenekleri: Toplu taşıma seçenekleri, Belediye Otobüsleri, Metro , Tramvay ’ı kullanarak İstanbul Havalimanı (IST) ve Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) ’a rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Bu hatları kullanmadan önce seyahatiniz için uygun sefer saatlerini web sitesinden kontrol edip seçmelisiniz.

Air transfer lines: Airtransferlines web sitesi üzerinden yapacağınız Havalimanı Transfer rezervasyonlarınız ile İstanbul Havalimanı (IST) ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) ’a rahat zahmetsiz bir şekilde ulaşabilirsiniz.

Airtransferlines ile son model lüks araçlarla rahat, konforlu, eşsiz Havalimanı Transfer deneyimi sağlar.

Airtransferlines ’in avantajlarından yararlanmak, geniş transfer seçenekleriyle size uygun araç ve sürücüyü bulmak gideceğiniz yer hakkında bilgi almak veya rezervasyon yapmak için www.airtransferlines.com tıklayınız.

AIRTRANSFERLINES Kişisel Ulaşım Danışmanınız.